Pazar günü Boğaza çay içmeye gidecekken bir telefon: Aslı sen Deep Purple’ı çok seviyordun ya, -Seviyorum ne olmuş? – Onlar Ritz’de basınla buluşuyor. -Buluşsunlar. -Bir şeyler soralım biz de? – Beni işletmeyin, gezmeye çıkıyordum tam. –Yok vallahi herkes Rock’n Coke’ta. Sen de yazıyorsun zaten, sen yaz. –Gerçekten mi?- Aslı yemin ettirmesene boş yere. Sorunu hazırla sen.

Tabii ki uça uça gittim. Otele vardığımda cebimde 6 soru, röportaj içinse 5 dakika sürem vardı. Olsun, çok tatlılar, kibarlar ve karşımdalar, inanılmaz! Oh, bir de sarıldım Steve ve Roger’a, daha ne isterim! Ian Gillan, Roger Glover, Steve Morse ve Don Airey vardı salonda, sorulara çoğunlukla Gillan yanıt verdi.

Bizleri (İstanbul) Roma ve Buenos Aires’le birlikte en coşkulu dinleyiciler arasında sayıyorlar. Bu yorumu; şarkılara sahneden de yüksek tonda eşlik etmemizle ve sevgimizi hemen yansıtmamızla hak etmişiz. Sahnede DP var, başka türlüsü mümkün mü demeyin. Yanımdaki adam(cağız) yabancıydı sanırım, ne bir alkış ne bir coşku, dansı zaten geçiyorum, heykel gibi dinledi, kıpırdamamdan hoşlaşmadı, birbirimizi kınadık konser boyunca.

Müzik adına onları son zamanlarda en çok heyecanlandıran kadın vokalistlerin artması olmuş. Farklı türlerin buluşması, yelpazenin genişlemesini olumluyorlar. Eskiden diyor Gillan; türler arasında uçurum vardı, bu yok oluyor, karışıyorlar. Tabii koşullar da çok farklılaştı. Internet ve video müzik kanallarıyla 15 dakikada ünlenebiliyorsunuz, kendinizi ifade edeceğiniz sayısız alana var, ‘Bu dünyada olup biteni de takip etmenizi kolaylaştırıyor’.

70’lerde üretilen müziğin daha kaliteli değil belki ama o zamana dek denenmemiş birçok motifi barındırdığı için önemini koruduğunu, yoksa her dönemin kendi fanlarını yarattığını ifade ediyor ve ekliyor; ‘kuşaklararası değerlendirmeyi objektif bulmuyorum. Örneğin ailem Frank Sinatra dinlermiş, onların starı Sinatra’ydı ama ben bu müziğe başladım beni de sever oldular, insanlar değişir ve beğenileri de değişiyor. Zamana hiçbir şey karşı koyamıyor’. Herhalde kendilerini bu tanımın istisnası sayıyorlar 40 yıldır sahnedeler füzyon müziğe falan da çok şükür bulaşmadılar. Ama zaman dar, kendime saklıyorum.

Konsere çıkarken ritüel, uğur gibi bir şey? Yokmuş. O akşam nasıl bir enerji taşıyorlarsa, içlerinden gelen neyse oymuş. Netekim sahneye samimi bir arkadaşa misafirliğe gelmiş gibi çıktılar. Gillan, Eşofmanımsı bir pantolon ve çıplak ayaklarıyla, Steve enerjisi, yüzünden hiç eksik etmediği gülümsemesiyle, Roger Glover karizmasıyla, gitarıyla izlenesi muhabbetiyle, Don Airey dingin, sempatik haliyle, Ian Paice sessizce ve keyfim yerinde, ilişmeyin dercesine…

Highway star’la yola çıktık, Strange kind of woman’da vites artırdık, Smoke on the water’da hararet üst seviyedeydi ve biste Black night’ta kendimizden geçtik.

Yaşlı kurtlar; 40 yıllık tecrübelerini aşkla yansıttıkları, bir buçuk saatlik dolu dolu bir konsere imza attılar. Özellikle Morse sololarıyla hepimizi mest etti. Tansiyon yükselirken sahnede, bir an konserde olduğumu bile unuttum, galiba ‘Somethimes i feel like screaming’ başlamıştı, bir an önümdekiler, yanımdakilerle dönüp baktık birbirimize, ‘biz nasıl bir yerdeyiz, iyi ki buradayız’ bakışı attık birbirimize. Unutulmaz anlar yaşadığımı artık, zaman geçmeden de fark edebiliyorum, bu onlardan biriydi.

Deep Purple

Kod meselesi ile huzur vermeyen, akustik dertleri de olan Arena’da konsere geldiysen meğerse en önde, çemberin içinde olacakmışsın. Bir an bile voltajın düşmediğine yakınen tanık olmuş, Santana’da niçin yeterince coşamadığımı anlamış bulunuyorum.

Child in time yine istendi, yine söylenmedi söylenmese de olurdu, hiç bozulmadım kendi adıma.

Roger Waters’tan bu yana en etkileyici performanstı diyebilir miyiz acaba? Waters daha mistikti, tadı yavaş yavaş çıktı. DP şarkıları kadar sahne enerjisiyle de büyüledi,  sihir tüm alana sinmişti.

Ve kimse kımıl kımıl gezme, piyasa derdinde olmadı, gevezelik edilmedi, içki –sigara bile içilemedi eşlik etmekten. Ya da gözüm başka şey görmedi. Gerçek müzik bu değil miydi?

*Bu röportaj Radikal Gazetesi için yapılmıştı, tüm internet arşivleri kaldırma kararı aldıklarından dolayı artık web’te değil. Sene 2009.

Aslı Delikara