© 2022 Turuncu İletişim Tüm hakları saklıdır.
Edebiyatın, doğanın, sanatın, felsefenin zenginliğini işlerime yansıtabilmek, sürekli yeni şeyler öğrenmek, yaratıcı insanlarla çalışmak, 9-6 mesaisine sıkışmadan üretken olabilmek… Turuncu’yu kurarken hedefim buydu.
İlk işim bir ekmek fırınına ramazan için imsakiye basmak oldu. O zamanlar en güzel tasarımlı imsakiyeyi bulmak için dükkan dükkan gezdiğimi hatırlıyorum (sene 2003, Google’ın Türkiye’ye gelmesine daha 3 sene var). Tek sayfa, üzerine yazacaklar belli, dünyanın en standart tasarımı sayılır, ama bence değil. O fırının imsakiyesinin, diğerlerinden daha çok beğenilip duvara asılmasını sağlayacak şekilde tasarlanması gerekir. Turuncu’nun macerası işte bu mütevazı imsakiyeyle başladı, hemen her sektöre tasarım, baskı, basın iletişimi yaparak devam etti.
O gün bu gündür aldığım her işi özenerek, küçük-büyük ayırt etmeksizin yapmaya çalışıyorum. Matbaada kağıt kokusunun içinde baskı kontrolü yapmayı, haber yazmayı, dergi hazırlamayı, organik takipçili, sektörde örnek alınan sosyal medya hesapları yaratmayı seviyorum. Firmaların yayımlanan her haberinde onlardan çok ben heyecanlanıyorum. İstiyorum ki ajans olarak bizden çıkan hiçbir şey “öylesine” yapılmasın, “hallederiz” özensizliğinden uzak olsun. Dokunduğumuz her iş bir incelik, sempati taşısın, Halil Cibran’ın pek sevdiğim tarifine uysun:
“Sevgiyle çalışmak, yaptığımız her işe kendi ruhumuzdan nefes üflemektir.”